Ergenlik dönemi cinsel kimliğin gelişimi ve oturması bakımından özel bir öneme sahiptir. Bu nedenle özel olarak incelenmesi ve üzerinde durulması gerekir. Çünkü cinsel kimlik erken çocukluk döneminde oluşmaya başlar ise de gelişimi ve oturması ergenlik döneminde ikincil cinsiyet özelliklerinin belirginleşmesiyle olur.
Ergenlikteki çocukların en büyük ihtiyaçlarından biri özdeşleşmedir. Ergen birey, özdeşleşeceği bir örnek, model alacağı bir kişi bulmak ve onunla sağlıklı ilişkiler kurmak ister. ‘Tıpkı babam gibi’, ‘tıpkı annem gibi’ olabilmek duygusu, çocuk için büyük bir ruhsal destek ve kişiliğinin olumlu yönde seyretmesini sağlayacak önemli bir faktördür.
Silik baba- hükmeden anne modeli, anne-baba anlaşmazlıkları, ebeveynin birbiri hakkındaki olumsuz görüşleri ve bunu çocuğa yansıtmaları, ölüm veya ayrılıklar gibi olumsuz koşullarda, çocuk aileden veya çevreden örnek alacağı başka bir model de bulamamışsa kişilik sorunları beklenmelidir.
Çocuk örnek alacağı bir model bulamadığında, karşılaştığı ve beğendiği kişilere (ki bunlar medyadan takip ettiği modeller de olabilir) benzeme davranışı ve özdeşleşme eğilimi gösterir.
Ergenlik döneminin önemi, ergenlikteki özdeşleşme ihtiyacı ile de sınırlı değildir. Ergenlik, kendine özgü karmaşaların bulunduğu bir dönemdir; hatta ergenliğin karakteristiği bu karmaşalardır. Nitekim bu dönemdeki en önemli değişim, ‘kimlik krizi’ veya ‘kimlik karışıklığı’ olarak adlandırılır.
Çocukluğunda sağlıklı psikolojik ve cinsel özdeşimler kuramamış bir ergen, bu dönemde, yeni kimliğini oluşturma sürecinde, gerçek kimliğinin ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir.
Başkalarının gözündeki kendisiyle kendi gözündeki kendisi arasındaki bağdaşmazlık, onda bir kimlik krizine veya karmaşasına sebep olur.
Çocukluğunda anne-babası ile olumlu özdeşimler kurmuş olanların ergenlikte ve yetişkinlikteki kimlik oluşturma süreçleri ise daha sağlıklı geçecektir.





Gökkuşağı Hepimizin (@gokkusagihepimizin) • Instagram fotoğrafları ve videoları