“İnanamıyorum benim oğlum nasıl eşcinsel olabilir?”
14 yaşındaki oğlunun telefonunda, eşcinsel bir aktiviste ait resimler ve hayranlık içeren mesajlar gören bir anne, telaşla beni aramıştı ve: “İnanamıyorum benim oğlum nasıl eşcinsel olabilir?” demişti sesi titreyerek. Anneyi ilk önce sakin olmaya ve aklıselim bir şekilde düşünmeye davet ettim. Çünkü özellikle 2-3 yaşlarından itibaren efemine (kadınlara özgü davranışları olan, kadınsı) davranışlar sergilemeyen ve ergenlik dönemine kadar sahip olduğu cinsiyet kimliğiyle uyumlu olan çocukların, ergenlik döneminde böylesi bir yönelimle karşımıza çıkmaları, başka ihtimallerin de varlığına işaret sayılmalıydı. Bu ihtimalleri şöyle ele alalım: Çocuk, içinde bulunduğu arkadaş çevresiyle güçlü bir bağ kurmuş olabilir ve bu arkadaş çevresinde de o eşcinsel şahıs, popüler olmuş olabilir. Böyle bir durumda aileler, çocuklarıyla kurdukları aidiyet bağını gözden geçirmeli ve güçlendirmelidir. Asla çocuğa: “Eşcinsel olmaya mı özeniyorsun? Bu ne kadar ahlaksızca veya ne kadar günah?” gibi sert ve yargılayıcı ifadeler söylenmemelidir! Bu gibi ifadeler, bizim dilimizle telaffuz edildiğinde -olmayacaksa bile- çocuğu o yola itmek anlamına gelir.
Ergenlik dönemindeki çocuk, eşcinsel ideolojiyi, ailesinin seçimlerine karşı olan bir kültüre ait olma niyetiyle savunuyor olabilir.
Çocuklarının seçimlerine ve görüşlerine karşı baskıcı bir tutum sergileyen pek çok otoriter ailede, ergenlik dönemiyle beraber, çocukların ailelerine çok zıt bir ideolojiyi savunuyor olması şaşırtıcı değildir. Bilhassa, dindar ailelerin çocuklarının; ateizm, deizm ve eşcinsellik gibi ideolojileri savunmaları, tepkisellikten kaynaklanabilir.
Eşcinsel kimliğin moda olması ve bu kimselerin gerek sanat gerekse entelektüel birikim açısından göz doldurması, ergenlik dönemindeki bir çocuk için cazip gelebilir. Eşcinsel yönelimleri doğru bulmadığı halde bazı eşcinsel fenomenlerin etkisinde kalmış olabilir.
Eşcinsel lobiler, gençlerin duygularına hitap eder. Eşcinsellikle ilgili bireysel hikâyelere indiğimizde, mağduriyet edebiyatıyla dolu olduğunu görürüz. Zulme uğrayan bir azınlığın parçası olma ve bunun ergene kattığı kutsi hisler, onun için varoluşsal bir anlam taşıyabilir.
Ergenlik dönemindeki çocuğun “her haliyle kabul görme ihtiyacı” eşcinsel yönelimli bir grup tarafından karşılanıyor olabilir. İlk etapta sanal ağlar üzerinden kurulan bu arkadaşlık, zamanla gerçek hayata taşınabilir.
Cinsiyet kimliği hususunda yaşadığı karmaşa yahut kızlara karşı hissettiği çekimserlik ya da çok yakın erkek arkadaşına duyduğu yoğun sevgi, ergenlik dönemindeki çocuğun aklını karıştırmış olabilir.
“Eğer erkeksen ve erkek arkadaşından hoşlanıyorsan tamam sen eşcinselsin. Bu kimliğinle yaşamalısın.” vs. şeklinde psikolojik baskıya maruz kalması da aklını karıştırmış olabilir.
Burada ergenlik dönemindeki gençle iletişim kuran kişilerin (özellikle anne, baba, öğretmen ve sosyal çevre) önemini tekrar tekrar vurgulamalıyız.
Onların bakış açıları, kullandıkları dil ve üslup, kucaklayıcı yahut reddedici bir tavra sahip olmaları, hiç şüphesiz gencin gidişatına etki etmekte büyük rol oynayacaktır.






Gökkuşağı Hepimizin (@gokkusagihepimizin) • Instagram fotoğrafları ve videoları